Şimdi tamam, herşeye eyvallah. Takıma gelişi biraz acele oldu, plansız oldu.
Buna eyvallah dedik.
Oyuncuları tanıyacak felan denildi.
Tamam hadi tanısın dedik.
Oyun sistemini oturtması için zamana ihtiyacı var denildi.
Buna da eyvallah çektik.
Hazırlık maçlarını zaten es geç, saçma sapan oynadık.
Düzelir herhalde, bir bildiği vardır dedik.
Süper kupa maçından umutluyduk, olamadı.
Neyse dedik ligde toparlarız.
Lig başladı, oyun rezalet, sistem yok herkes ruh gibi dolanıyor.
Lan acaba mı? dedik.
Şampiyonlar liginde ilk maçta grubun en zayıf takımıyla berabere kaldık, basın toplantısında iyi oynadık felan dedi.
Haydaa dedik..
Sivas maçında provasını yaptığı taktikle takım süründü, Arsenal geldi o taktik, taktik değil asıl bu taktik dedi 4 taktı.
Kesin ders almıştır, düzelir dedik.
Sonra??
Ligde Sneijder'in kişisel becerisi sayesinde alınan bir Fenerbahçe galibiyeti gazı ile çıktığımız Borussia Dortmund maçında, kendi evimizde 4-0 mağlup olduk. Futbol yok, mücadele yok, oyun zevki yok, pozisyon yok, takım yok, futbolcular yok, yok oğlu yok.
Neyse dedik zaten hedef Avrupa Ligi, bu gruptan zor çıkarız onu artık anladık derkeeen...
Bu güne kadar gördüğüm en komik basın toplantısı gerçekleşti.
Buna diyecek birşey bulamadık.
Prandelli abartısız her soruya "hedefimiz 4. yıldız diye başladı", "daha iyi olmalıyız" diye bitirdi.
Ne diyor yani Cesare?
Umurumda değil diyor Şampiyonlar Ligi felan, oradan gelecek parayı da istemiyoruz diyor. Zengin kulübüz ya nasıl olsa. Hedefimiz önümüzdeki Başakşehir maçı, hatta Olcan'ı o maça sakladım diyor.
Ya arkadaş insana gülerler. Vizyonsuzluk böyle birşey olsa gerek. Bu düzey takımların başındaki hiçbir teknik direktör, gruptaki üçüncü maçın sonunda hala Avrupa Ligi şansı devam ederken "bizim asıl hedefimiz lig şampiyonluğu" diye açıklama yapmaz. Hatta üstüne üstlük önemli bir oyuncumu hafta sonu ligin kıytırık bir takımı ile oynayacağımız maça sakladım dersen, gülerler hemde ağızlarıyla değil. Bunun adı korkaklıktır, baştan yenilgiyi kabul etmektir. Senin hedefin bütün kupalardır, bunun hangi ligde olduğunun önemi yoktur.
Hele ki Galatasaray gibi kuruluş mottosu "Türk olmayan takımları yenmek olan", Avrupa'da başka bir kimlik ile oynayan, mazisi başarılarla dolu ve iki sezon önce Şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış bir takımdan bahsediyorsan bu basın toplantısı bildiğin skandaldır.
Birisinin Prandelli'ye hangi takımda olduğunu hatırlatması gerek sanırım. Çünkü çalıştırdığı takımın kuruluş amacını bilmeyen teknik direktörü olmaz. Olmamalı...
Son bir not..Prandelli'nin bu kadar rahat konuşmasına en büyük neden, Ünal Aysal'ın tüm takımı kek kalıbının içine sokup 4. yıldız yemini ettirmesidir...